Tarım Sektörünün Güçlendirilmesi ve Sürdürülebilir Üretim Uygulamaları

Tarım Sektörünün Güçlendirilmesi İçin İş Birliği

Tarım sektörünün güçlendirilmesi için bakanlıklar arasında sağlanan iş birliği, hem sektöre hem de ülke ekonomisine önemli katkılarda bulunacak. Bu bağlamda, kalkınma planlarından Orta Vadeli Programlara ve kamu yatırımlarının yönlendirilmesine kadar birçok alanda sunulan desteklerin, sektörün geleceği açısından kritik öneme sahip olduğu vurgulanıyor. Tarım ve gıda sektörü, gıda güvenliğini sağlama, ekonomik büyümeye katkıda bulunma, kırsal kalkınmayı destekleme ve çevresel sürdürülebilirliği teşvik etme gibi önemli rolleri üstleniyor.

Tarım, ülkeler için stratejik bir öneme sahip olmasının yanı sıra, ekonomilerin de lokomotif sektörlerinden biri olarak öne çıkıyor. Hükümetler döneminde, tarım ve gıda alanı stratejik bir şekilde ele alınarak politikalar bu doğrultuda şekillendirildi. Bakanlık olarak, gıda ihtiyacının güvenilir ve kaliteli bir şekilde karşılanmasının temel görev olduğu ifade ediliyor. Bu hedefe ulaşmanın ise sürdürülebilir, verimli ve kaliteli üretimle mümkün olduğu belirtiliyor.

Sürdürülebilir Üretim ve Destekleme Uygulamaları

Tarım sektörünün sürdürülebilir üretim sağlanması için çeşitli desteklerle desteklendiği ifade ediliyor. Tarımsal destekler, kırsal kalkınma hibe destekleri ve uygun faizli finansman seçenekleri gibi uygulamalarla sektöre önemli katkılar sağlanıyor. Yapılan çalışmalar sonucunda, bitkisel ve hayvansal üretimde Cumhuriyet tarihinin rekorları kırıldığı bildiriliyor.

Ülkenin sebze ve meyve üretiminde dünyada 4. sıraya yükseldiği bilgisi aktarılıyor. Tarımsal hasılada Avrupa’da birinci, dünya genelinde ise ilk 10 ülke arasında yer alıyor. Türkiye, güçlü tarımsal altyapısını ihracatla taçlandırarak, tarımda 32,6 milyar dolarla net ihracatçı bir ülke konumundadır. Son 6 çeyrektir aralıksız büyüyen tarım sektörü, geçen yıl Türkiye ortalamasının üzerinde bir büyüme göstererek, ülke ekonomisine önemli katkılar sağlıyor. Tarım sektörü, geçtiğimiz yıl 2 trilyon 428 milyar lira hasıla ile gayrisafi yurt içi hasılaya (GSYİH) yüzde 5,6 oranında katkıda bulundu.

Küresel Sorunlar ve Stratejik Önemi

Tarım ve gıda sektörü, nüfus artışı, iklim değişikliği, doğal afetler, toprak ve su kaynaklarının azalması gibi küresel sorunlarla karşı karşıya. Bu sorunların, savaşlar ve çatışmalar gibi jeopolitik risklerle birleşmesi, tarım ve gıda sektörünün stratejik önemini bir kez daha ön plana çıkarıyor. Bu süreçte, toprak, su, teknoloji ve verimlilik gibi kavramlar ülkelerin gündeminde üst sıralara taşınıyor. Verimlilik, katma değer ve kalite artışının sağlanmasıyla dirençli bir sektör oluşturmak için yeni teknolojilerin tarımsal üretime entegre edilmesi büyük bir önem taşıyor.

Yapay zekâ ve makine öğrenimi tabanlı uygulamalar, nesnelerin interneti ve akıllı sulama sistemleri gibi birçok yenilikçi teknolojinin üretime entegre edilmesi hedefleniyor. Geleneksel üretim gücünü, modern ve akıllı tekniklerle birleştirme çabaları sürdürülüyor. Üretim kayıplarını azaltmak, hastalık ve zararlılarla etkin mücadele etmek, sulama sistemlerinin optimizasyonunu sağlamak ve maliyetleri düşürmek üzere yoğunlaşılmakta. Bu dönüşümde, çiftçilerin, gençlerin, akademisyenlerin ve teknoloji geliştirme uzmanlarının önemli rolleri bulunuyor.

Rekabet Gücünü Artırma Hedefi

Bakan, Türkiye’yi tarımda rekabet gücü yüksek bir ülke konumuna getirmeyi amaçladıklarını vurguluyor. Bu hedefin, fikir zenginliğini bir araya getirerek gerçekleştirilmesi gerektiği ifade ediliyor. 6 yıl aradan sonra gerçekleştirilen 4. Tarım Orman Şurası’nda, diğer şuralardan farklı olarak atölye çalışmaları düzenleniyor. Uzman kişilerle durumu enine boyuna istişare etmek büyük önem taşıyor. Atölye çalışmalarında kazanılan tecrübelerin, 16 Şura çalışma grubuyla paylaşıldığı aktarılıyor. Şura’nın başlangıcı olan 30 Ocak’tan bu yana 148 toplantı gerçekleştirildiği belirtiliyor. Şura’nın 28-30 Nisan tarihlerinde toplanması ve mayıs ayında sonuç bildirgesinin kamuoyuyla paylaşılması planlanıyor.