Ceza İnfaz Sisteminde Ruh Sağlığına Yönelik Tavsiyeler
Ceza infaz sisteminde ruh sağlığını korumak için etkili tavsiyeler ve stratejilerle dolu bir rehber. Sağlıklı bir yaklaşım için okuyun!

Ceza İnfaz Sistemine Yönelik Önemli Tavsiye Kararı
Ceza infaz kurumları ve denetimli serbestlik uygulamaları için Avrupa Konseyi Bakanlar Komitesi tarafından önemli bir tavsiye kararı kabul edildi. Bu karar, ruh sağlığı hizmetlerinin geliştirilmesine yönelik hedefler içeriyor ve 26 Şubat 2025 tarihinde onaylandı.
Belgede, “Mahpuslar ve denetimli serbestlik altındaki yükümlülerin ruh sağlığının desteklenmesi ve ruhsal bozukluklarının yönetimi” başlığı altında önemli noktalar yer alıyor. Tavsiyede, tutuklu veya hükümlü ayrımı gözetilmeksizin “hürriyetinden yoksun bırakılan kişi” tanımı kullanılıyor. Ayrıca, ceza infaz sisteminde sunulan ruh sağlığı hizmetlerinin, toplumda sunulanlarla eşit kalitede olması gerektiği vurgulanıyor.
Bu belge, sadece yetişkinleri kapsamakta olup, çocuklar için yaşlarına ve psiko-sosyal gelişimlerine uygun ayrı uygulamaların gerektiği belirtiliyor. Tedavi süreçlerinin bireyin özgür rızasına dayanması gerektiği ifade edilirken, zorunlu tedavilerin yalnızca istisnai durumlarda ve sınırlı biçimde uygulanabileceği kaydediliyor.
- İntihar ve kendine zarar verme vakalarına yönelik acil psikolojik müdahaleleri içeren özel protokoller oluşturulması tavsiye ediliyor.
- Cezaevi ve denetimli serbestlik personeline ruh sağlığı konusunda kapsamlı eğitim verilmesi gerektiği bildiriliyor.
- Mahpuslara yönelik sistematik ruh sağlığı taramaları ve kişiselleştirilmiş bakım planları ön plana çıkıyor.
- Hücre cezasında tıbbi ve etik denetim ile destekleyici sosyal ortamlar sağlanması öneriliyor.
- Denetimli serbestlik kapsamındaki yükümlülere toplum temelli ruh sağlığı hizmetlerine yönlendirme yapılması öngörülüyor.
Ayrıca, kriz anlarında hızlı müdahale ve personel eğitimi gibi uygulamaların da hayata geçirilmesi gerekliliği ifade ediliyor. Kurumsal düzeyde, hizmetlerde süreklilik, kurumlar arası iş birliği ve gizliliğin sağlanması önem taşıyor. İntihar ve kendine zarar verme riskine karşı özel protokoller oluşturulması ve veri temelli politika geliştirilmesi öneriliyor.
Bu süreçte katkı sağlayan yetkililer, yapılan çalışmalardan büyük memnuniyet duyduklarını belirttiler.